Diyalogsal otomasyon platformları değerlendirilirken hangi yetenekler göz önüne alınmalı?

Bir sanal asistan hayata geçirmek, kurumların genel dijital dönüşüm stratejileri çerçevesinde düşünülmesi gereken önemli bir karar. Son 6-7 yıldır sanal asistanlar konusundaki pazar çok karmaşık hale geldi, bu nedenle bu alana yatırım yapmayı amaçlayan şirketlerin ne aradıklarını bilmeleri ve bu karmaşık ortamda, iş ortaklarını doğru kriterlerle değerlendirmeleri gerekiyor. Dünyada binlerce teknoloji şirketi, en temel seviyedeki chatbotları sunabiliyor, ancak karmaşık sanal asistanlar söz konusu olduğunda, “diyalogsal otomasyon” sunabilen şirketlerin sayısı oldukça az. Bu blogda, Gartner tarafından yayınlanan “Critical Capabilities for Enterprise Conversational AI Platforms” raporuna dayanarak, bir şirketin diyalogsal otomasyon uygulamak için iş ortağını değerlendirirken hangi yetenekleri göz önüne alması gerektiğine değineceğiz. 

 

Diyalogsal otomasyon pazarında bir meta olarak NLP

 

Diyalogsal otomasyonun ilk dönemlerinde, NLP (doğal dil işleme), şirketlerin bir iş ortağı ararken göz önüne aldığı en önemli özellikti. Konu, sadece kullanıcı sorusunu anlamak ve doğru cevap vermek olarak değerlendirildi. Ancak, yıllar geçtikçe bu alanın dinamikleri değişti, NLP büyük teknoloji şirketleri tarafından sunularak bir meta haline geldi ve NLP’ye erişim kolaylaştı. Son kullanıcının ve onlara hizmet veren şirketlerin beklentileri arttıkça, temel soru-cevap tarzı konuşmalar yetersiz kaldı, projelerin kapsamı genişledi ve entegrasyon gereksinimlerinin yanı sıra kurulum, güvenlik, kanallar, iç sistemlerle entegrasyon, çoklu modalite (metin+ses) gibi diğer konular ortaya çıktı.

 

Artık kurumsal şirketler, organizasyon genelinde, farklı iş birimlerinde ölçeklendirilebilen birden fazla kullanım senaryosu sunabilen, kodlama gerektirmeyen araçlara sahip “kurumsal diyalogsal yapay zeka platformları” arıyor. Gartner, şirketlere potansiyel iş ortaklarını değerlendirirken yardımcı olmak için, bir kurumsal diyalogsal yapay zeka platformunun karşılaması gereken 5 kullanım alanı ve 14 yetenek belirledi. Buradaki önemli nokta şu ki, şirketlerin, bu yetenekleri ve kullanım alanlarını göz önünde bulundururken kendi kuruluşlarının özgün ihtiyaçlarına göre kendi kriterlerini tanımlamaları gerekiyor.

 

Ne tür ihtiyaçlar kurumsal diyalogsal otomasyon platformu gerektirir?

 

Gartner’a göre, farklı kullanım durumları farklı diyalog yapıları gerektirmese de, farklı kurulum ortamları, gizlilik uyumluluğu, güvenlik önlemleri ve mevcut sistemlerle entegrasyon yetenekleri gerektiriyor. Gartner tarafından tanımlanan yeteneklerin basit soru-cevap chatbotları için değil, önemli düzeyde diyalogsal otomasyona sahip, ölçeklenebilir, kolay operasyonel hale getirilebilir platformlar arayan şirketler için geçerli olduğunu hatırlamak önemli. Bu kurumsal şirketler, bulut ve on-premise dahil olmak üzere karmaşık mimarilere kurulum yapabilen, hem metin hem de ses modaliteleri dahil birçok çok kanalla ve CRM, ERP, login, email, canlı destek, analiz araçları gibi iç ve dış sistemlerle entegrasyon sağlayabilen kurumsal diyalogsal yapay zeka platformlarıyla işbirliği yapmayı tercih ediyor. Kurumsal düzeydeki platformlar yalnızca bir kullanım durumuyla sınırlı değil, müşteri hizmetleri otomasyonu, satış, pazarlama, çalışan yardım masaları gibi birden çok alan için kullanılabiliyor.

 

Kurumsal düzeyde diyalogsal otomasyon için gerekli yetenekler nelerdir?

CBOT bunları sağlayabilir mi?

 

 

Kurumsal diyalogsal otomasyonun kullanıldığı alanlar hangileridir? 

CBOT bu alanlarda kullanılabilir mi?

 

 

 

Görüldüğü gibi CBOT, Gartner’ın kapsamlı bir diyalogsal otomasyon aracı için tanımladığı tüm yetenekleri ve kullanım alanlarını karşılayan kurumsal bir diyalogsal yapay zeka platformudur.

CBOT’un bu yetenekleri farklı kullanım alanlarında nasıl gerçekleştirdiğini görmek için, müşteri hikayelerimize göz atabilirsiniz.